Üsküdar Kısıklı Manzaralı 4+2 Dübleks Daire Enta Emlak

Taşınmaya Hazır Boş Daire

 

Mahallemize Metro Geliyor.


Lütfen İlan Açıklamasını Okuyunuz.  Teşekkür Ederiz.

Okumadan Aradığınız Veya Gittiğiniz Çoğu İlan Zaman Kaybıdır.

Daireler de Genelde Ezbere,Fazla Metrekareler Söyleniyor,Yazılıyor. Biz Ölçüp Yazıyoruz.
 

Oturduğunuz Dairenin Süpürülebilir Alan Metrekaresini Ölçerseniz Daire Arayışında Size Yardımcı Olacaktır

 

DAİRE BİLGİLERİ

 

Konumu Doğrudur .

Kısıklı Ayla ağabegüm sokak Çamlıca Apt no: 38

Binanın Sokağa Bakan Değil Manzaraya Hakim Tarafa Bakan Cephesinde Önü Alabildiğince Açık

 Ümraniye Beykoz,Ataşehir Adalar Manzaralı

Bina 2006 Yapım Yılı Kat irtifak Tapulu

Katta 4 Daire Toplamda 12 Daireli Bir Bina Daireye Ait Kapalı Otopark 10 tonluk Su Deposo Mevcuttur.

Binanın Tamamında Mal Sahiplerinin Oturduğu Komşuluk ilişkilerinin İyi Olduğu Bir Bina.

Dairenin Normal katı 3+1 Mutfak,Banyo,Alaturka wc

Çatı Katı Beton Çatı Yüksek Tavanlı

Açık Ve Kapalı Teras Alanı,Salon Mutfaklı+Oda+Banyo

 

Dairenin Süpürülebilir Alanı+Teras Balkon

Salon 30 m2

Mutfak 13.4 m2

Buzdolabı yeri ölçüsü en 80 cm yükseklik 196 cm

Yatak odası 16.5 m2 ebeveyn banyosu 2

Oda 13.4 m2 Oda 10 m2

Banyo 6 m2 Wc 1.5 m2 Antre 6 m2

Dairenin Tavan yüksekliği 257,5 cm

 

Çatı kat Yüksek Tavanlı

 

Salon Amerikan Mutfaklı 33 m2 Tavan yüksekliği en az 173 cm Orta Yüksek 282 cm en yüksek 331 cm

Oda 12.6 m2 Tavan yüksekliği En az 167 cm en Yüksek 233 cm

Banyo 6 m2

Açık Teras 20.5 m2 Kapalı Teras 25,5 m2 Tavan En alçak 229 cm en yüksek 333 cm 

 

ULAŞIM

 

Otobüs Durağı Apti paşa 150 metre

Geçen Otobüsler 1 - 11 Y - 14 F - 14 FD - 320

C 118 Minibüs hattı Üsküdara Sahilden ve Ümraniye metro, Yavuztürk dereden karabekir

 

 

Park & Gençlik Merkezi

 

Salih solaman Park ı ve Piknik Alanı 350 Metre
Raşit Küçük Gençlik Merkezi 260 Metre

 

HASTANE SAĞLIK OCAĞI

 

Çamlıce Semt Polikliniği 200 Metre Sağlık Ocağı 400 Metre

Çamlıca Erdem Hastanesi 850 Metre , Çamlıca Medipol 1.1 km

Ümraniye devlet hastanesi 3 km Zeynep kamil hastanesi 5.2 km

Numune ,Siyami Ersek Hastanesi 7,5 km

 

MARKET & ALIŞVERİŞ

 

A101-BİM-HAKMAR-MOPAŞ-TEDİ

Fırın - Eczane - Kasap - Nalbur - Terzi -Petshp - Atm

Capitol Avm 4 km - Akasya Avm 4.8 km - Meydan Avm 8 km

 

OKUL

 

Gazi Mustafa Altıntaş İlk Oğretim 800 Metre

Üsküdar İmam hatip ferah mh 550 Metre

Kısıklı Hüseyin Dalkılıç İlk Orta Okul 200 MetreÇamlıca şehit onur ensar Ayanoğlu 1100 Metre

 

Argem okulları 1.1 km

Saffet çebi 2,3 km

ito Marmara İmam Hatip 2 km

Birikim Okulları Çamlıca Kampüsü 280 Metre
Bil Koleji Ferah mah kampüsü 180 Metre

Uğur Okulları Ferah mah Kampüsü 1.4 Km

Sınav Koleji 1.2 Km

Bilfen Koleji 2,1 km

Doğa koleji 850 metre

Acıbadem Okulları kampüsü 850 metre

Doğuş Üniversitesi Çengelköy 2.6 km

Kreşler Mevcuttur Civarda.

 

İBADETHANE

 

Sefa Camii 130 METRE

Çamlıca Camii 1100 Metre

Çengelköy Cem Evi 2 km Karaca ahmet cem evi 5.5 km

kilise 6 km Havra 6 km

 

MESAFELER

 

FERAH CADDESİ METRO 200 METRE ( İnşaat Devam Ediyor )

Çamlıca Tepesi Tesisleri 650 Metre

Ümraniye Metro 1 Km,Kısıklı Metro 1,4 Km

Altunizade Metrobüs 3,3 Km Beylerbeyi 4.5 Km

 

Çengelköy 4.5 Km,Üsküdar Marmaray 6 Km,

Söğütlü Çeşme Tren İsatasyonu 8 km

Harem Otogarı 7 km

 

Avrasya Tüneli 8 Km,Kadıköy 8 Km

Taksim 13 Km,HavaalanIı 35 Km

 

Ofis Bilgileri

 

EMLAK OFİSLERİNİN TAŞINMAZ TİCARETİ BELGESİNİ SORGULAYINIZ

https://ttbs.gtb.gov.tr/ Yetki Belge Sorgula dan Bakınız

 

Ofisi miz Yeni Uygulamaya Geçen

İstanbul Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü

Taşınmaz Ticareti Yetki Belgesi ne Sahip Bir Emlak Ofisi dir

Belge No : 3400038

Belgedeki ADRES Ofis Aynı Adreste Olmalıdır.

Taşınmaz Ticareti Belgesi Olmayan Ofislerle Portföy Paylaşımı Yapılmaz Ve Bir Hak İdda Edemez.

Ferah Mah Ferah Cad No : 82 / A ÜSKÜDAR İSTANBUL

2007 Yılındandan Beri Aynı Mahallede Aynı İsimle Hizmetteyiz

 

                                                 ÇAMLICA TARİHÇESİ

Çamlıca Tepesi,Küçük Çamlıca ve Büyük Çamlıca tepesi olarak iki tepeden oluşmaktadır. 360 derece görüş alanı ile şehri ayaklarınızın altına seren bu ünlü tepe, tarihi boyunca aşıklar tepesi olarak nam salmış, İstanbul’un ünlü şairleri bu tepede şehri izleyerek, şiirler yazmıştır.

Osmanlı döneminin önemli padişahlarından IV. Murad burayı çok sevdiği için, Bağ-ı Cihan Kasrını inşa ettirmiştir. Tamamen halkın kullanımına açık olan tepe, her sosyal sınıftan ve yaştan ziyaretçiler ile yaz ve kış dolup taşmaktadır. Yeni evli çiftler için dış çekim yapılabilecek ender yerlerden biridir.

Özellikle hava kirliliğinin her geçen gün arttığı metropol de Çamlıca Tepesi temiz havası ve rengarenk çiçeklerinin kokusu ile sizi mutlu edecektir. Lale festivali zamanı belediye Çamlıca Tepesini, laleler ile donatmaktadır.

Büyük Çamlıca deniz seviyesinden yaklaşık 265 metre yüksekliktedir. Küçük Çamlıca ise ağaçlarla kaplı ve yine manzarası çok güzel.Küçük Çamlıca Televizyon Kulesi veya kısaca Çamlıca Kulesi, Türkiye'nin İstanbul şehrindeki televizyon ve seyir kulesi. Üsküdar ilçesindeki Küçük Çamlıca Tepesi'nde yer alır. Toplam yüksekliği 369 metre olan kulenin 221 metrelik bölümü 49 katlı betonarme yapı, 168 metrelik bölümü ise antendir. Çamlıca Tepesi’nde Osmanlı tarzında bir kahve, bir restoran ve bir piknik yeri mevcuttur. Büyük Çamlıca Tepesi’nde bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çamlıca Sosyal Tesisleri; Çamlıca Tepesi’nin en popüler mekanı.

Çamlıca Tepesi ayrıca Avrupa’dan Afrika’ya göç eden büyük gövdeli göçmen kuşların Eylül ve Ekim aylarında uğrak noktası. İstanbul’da göçmen kuşların en net ve en uzun süreli olarak gözetlenebildiği tek yer Çamlıca Tepesidir. Kuş gözlemcileri için İstanbul’da güzel bir aktivite.

                                             ÜSKÜDAR TARİHÇESİ

• Antik çağın “Khrisopolis”i, Perslerin “Hrisopolis”i Roma Döneminin “Scutari”si Bizans’ın Skudarium”u, Farça’nın “Askadar”ı, Evliya Çelebi’nin “Eski Dar”ı ve Türkler’in Sevgili Üsküdar’ı…
• Üsküdar,1078 yılında Selçuklu Türkleri tarafından fethedilmiştir..
• 1867’de Sancak olmuştur. 1924 yılında il, 1926 yılında ilçe olmuştur.
• 1926 yılından 1984 yılına kadar İstanbul Belediyesi Şube Müdürlüğü şeklinde teşkilatlandırılmıştır.
• 1984`te belediye teşkilatı kurulmuştur.

İstanbul'un tam karşısında görkemli bir peyzaja bakan konumu ve Boğaz'ın, Asya Yakası'nda bir köprübaşı olması ile ayrı bir güzellik ve önem taşıyan Antik Çağın "Khrisopolis" i , Perslerin "Hrisopolis" i , Roma Dönemi'nin "Scutari" si Bizans'ın " Skudarium " u , Farsça'nın "Askadar" ı ,Evliya Çelebi'nin "Eski Dar" ı ve Türkler 'in " Sevgili Üsküdar'ı ...

Önasya ile Avrupa arasında yapılan ulaşımın Boğazlar'dan geçmesi sebebiyle Üsküdar , tarih boyunca farklı sahipleri kucaklamış , sahiplenmek isteyenleri misafir etmiştir. Üsküdar'ın iki kıta arasında doğal bir köprübaşı oluşu istilalara davetiye çıkarmış ve tarih boyunca farklı pek çok milletin egemenliğinde yaşamasına neden olmuştur.

Tarihçesi M.Ö. 1000 yıllarında Fenikelilerin biri Kalhedon ( Kadıköy ) , diğeri Moda Burnu' nda olmak üzere iki liman kentini kurmaları ile başlar. Fenikeliler, şimdiki Salacak Sahili 'nden , Kızkulesi 'ne doğru uzanan sığlık kısmı büyük taşlarla doldurarak bir mendirek oluşturmuşlar ve ticaret iskeleleri ile tersanelerini Salacak Limanı 'nda kurmuşlardır.

M.Ö. 675'de Üsküdar'ın yeni sahibi Akalar 'ın Akhun Kolu olup , Anadolu Halkı ile iskan edilmiştir.

M.Ö. 513'de Pers Kralı Dareios 'un , İskit Seferi dönüşünde Pers Egemenliğine girmiştir.

M.Ö. 410'dan M.Ö. 333 'e kadar Atina Egemenliğinde kalan Üsküdar , M.Ö. 333 'de İskender İmparatorluğu 'nun bir parçası olmuştur.

M.Ö. 129'da Roma İmparatorluğu 'nun egemenliğine girmişse de, M.Ö. 89 'dan M.Ö. 63 'e yani Pontus Kralı Mihirdad 'ın ölümüne kadar geçen sürede Kalkhedonya ve Skütariyon , Pontus Egemenliğinde kalmıştır. Bu olaydan sonra Üsküdar , tam 458 sene Roma Egemenliğinde yaşamıştır.

M.S. 395 'de Roma İmparatorluğu 'nun ikiye bölünmesi ile Üsküdar 'da , Doğu Roma İmparatorluğu yani Bizans Egemenliği Dönemi başlamıştır. Bu dönemde Üsküdar , önemli bir ticaret ve konaklama merkezi olmuştur. Bizans Dönemi 'nde değişik tarihlerde İran ve Arapların istilasına uğramıştır. 609 'da İran , 710 'da Araplar , 782 'de Abbasi Halifesi Harun Reşid , 1102 'de Haçlılar , 1147 'de Fransa Kralı VII. Louis ile Alman İmparatoru Konrad , 1203 'de gene Haçlılar hep Üsküdar 'dan geçmişlerdir.Araplar , İstanbul ' u 5 kez kuşatmışlardır. 859 'da Harun Reşid, Üsküdar 'dan geçmiş ve İstanbul 'u kuşatmıştır. Abbasilerin hizmetinde bulunan Seyyid Battal Gazi , İstanbul'daki Müslümanların gözcülüğünü yapmak amacıyla , Üsküdar 'da , şimdiki Ayazma Camii civarında yedi sene muhafız kalmıştır.

1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Kutalmışoğlu Süleyman , İznik 'i fethetmiş ve Türkiye Selçuklu Devleti ' nin başkenti yapmıştır. ( 1075 ). Bizans taht çekişmelerini dikkatle izleyen Selçuklu Türkleri , ilk kez, tahta çıkışına yardım ettikleri N. Botaniates 'in imparatorluğunu ilan etmesiyle , 1078 'de Üsküdar 'a ayak basmışlardır.

XI. yüzyılda Selçuklu Türkleri , Anadolu ve Suriye 'ye egemen olmuşlardı. Bu devirde Avrupa Hristiyan Dünyası , Türkler 'in elinde bulunan Kudüs'ü almak, İslam Dünyası 'nın zenginliğini Batıya taşımak amacıyla " Haçlı Seferleri " ni başlatmışlardı. 1096 'dan 1270 'e kadar aralıklarla devam eden bu seferlerde Üsküdar , tarihinin en müthiş yağma ve talanına maruz kalırken ; II. Haçlı Seferi 'nde şimdiki Haydarpaşa - İbrahimağa - Ayrılık Çeşmesi arasındaki bölgede Fransa Kralı Louis ile Alman İmparatoru Konrad 'ın Komuta ettiği Haçlı Ordularına karargah vazifesi görmüştür. IV. Haçlı Seferi 'nde ise , yağma ve talana maruz kalan ilk yer İmparatorun şimdiki Harem 'de bulunan Haremus Sarayı olmuş , İmparator hazinesini alıp Trakya 'ya kaçınca Üsküdar 'da, 1204 'den 1261 'e kadar tam 57 senelik Latin Egemenliği başlamıştır.

1086 'dan 1096 'ya kadar Üsküdar ve havalisi fiilen Türkler 'in Kontrolünde kalmış fakat I. Haçlı Seferi ile buraları terk etmeye mecbur olmuşlar ve bu bölge ancak Osmanlı İmparatorluğu Devri 'nde tekrar Türk İdaresine girmiştir. Orhan Gazi Dönemi 'nde , Kocaeli Yarımadası , Büyük ve Küçük Çamlıcalar , Doğancılar , Osmanlı Türkleri 'nin Egemenliğine girmiş ( 1348 ) , Yıldırım Bayezid , Güzelcehisar ( Anadoluhisar ) ' ı yaptırınca , Osmanlı Padişahları Rumeli 'ye geçişte Üsküdar - Güzelcehisar İstikametini kullanmayı bir gelenek haline getirmişlerdir. 1452 'de Fatih Sultan Mehmet , Güzelcehisar 'dan , Rumeli Sahili 'ne indiği yerde Rumelihisarı 'nın yapılmasını emretmiştir.

29 Mayıs 1453 'de İstanbul 'un , Türkler tarafından fethedilmesinden sonra Üsküdar hızla gelişme göstermiş , Üsküdar 'a kesin ve kalıcı iskan başlamıştır. Bu arada 91 cami veya mescit, 51 tekke , 12 hamam , 11 kervansaray , 2 imaret , 7 medrese , 260 çeşme , 5 büyük iskele , 2 darüşşifa , 2 menzilhane , tabhane , sıbyan mektebi , kütüphane , darülhadis , sebil ve posta teşkilatı ile bir çok padişah , sultan , paşa ve devlet adamlarının sarayları, yalı ve köşkleri ile süslenmiştir.
Bütün Osmanlı Tarihi Dönemi 'nde Anadolu , Mısır , İran , Hicaz , Irak , Kafkasya , Suriye üzerine yapılan seferlerde Üsküdar , Osmanlı Padişahı ve Devlet Adamlarının konaklama ve dinlenme yeri olarak görev yapmıştır. Sefere çıkan Osmanlı Padişahları , şimdiki Doğancılar 'da kurulan Otağ Çadırında kalmışlardır.

Valiliğini Anadolu Sancakları 'nda yapan Osmanlı Şehzadeleri tahta oturmak için Anadolu 'dan , Üsküdar 'a gelir , buradan saltanat kayığı ile İstanbul 'a geçerlerdi.

Fatih Devri 'nde , Üsküdar adeta yeniden kurulmuştur. Salacak 'ta kendi adıyla anılan bir mescid yaptırmış ve Üsküdar 'ın ilk mahallesi ortaya çıkmıştır. Anadolu 'dan getirilen Türk Halkını buralara yerleştirmiş , şimdiki İskele Meydanı 'na bir bedesten yaptırarak ticaretin gelişmesini sağlamıştır.

Üsküdar 'ı bir gelin gibi süsleyen , bu beldeyi her türlü yağma ve talandan koruyan , Türkmen Mahalleleri ile şenlendiren Büyük Fatih 'in 3 mayıs 1481 'de Gebze Civarı 'nda " Sultan Çayırı " nda vefatı ile Üsküdar , cenazinin
İstanbul 'a geçişinde ev sahipliği görevini derin bir üzüntü ve kurucusuna layık olma gayreti ile yerine getirmiştir.

Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile tüm yurtta olduğu gibi , İstanbul ve Üsküdar 'da da kara işgal günleri başlamıştır. Savaş esnasında İngiltere , Rusya , Fransa ve İtalya arasında imzalanan İstanbul 'u paylaşma planına göre ; Boğaziçi 'nin her iki sahilini Ortaköy ve Kuzguncuk 'a kadar Rusya , Kuzguncuk 'tan başlamak üzere Üsküdar ve Haydarpaşa 'dan Kadıköy, Kartal 'a kadar olan kısmı İngilizler işgal edeceklerdi. 13 Kasım 1918 'de Müttefikler İstanbul 'a girmişler , Ateşkes gereği dağıtılan Yıldırım Orduları Grup Komutan Vekili Mustafa Kemal , İstanbul 'a geldiğinde şahit olduğu manzara karşısında o meşhur vecizini söylemiştir : " Geldikleri gibi giderler ! "

İstanbul Halkı 'nın işgallere karşı tepkisi çok sert olmuş , pek çok protesto ve gösteriler düzenlemişlerdir. Bu protesto mitinglerinden birine Üsküdar 'ın , Doğancılar Semti ev sahipliği yapmış ve Bağımsızlık Meşalesini Anadolu 'da yakan ilk semt olmuştur.

Kurtuluş Savaşı boyunca Üsküdar , vatanseverlerin Anadolu 'ya geçiş kapısı olma özelliğini korumuştur. Üsküdar 'ın , Sultantepe Semti 'nde bulunan "Özbekler Tekkesi " , Mustafa Kemal 'in başlattığı Kurtuluş Savaşı 'na katılmak isteyen başta İsmet Paşa olmak üzere pek çok vatansever kahramanı ile silahların saklanması ve Anadolu 'ya nakline büyük bir şerefle ev sahipliği yapmıştır.

Türk Milleti , memleketi resmi paylaşma sözleşmesi olan "Sevr Antlaşması" na Mustafa Kemal Paşa 'nın önderliğinde "hayır" demesini bilecek ve 1923 'de " Lozan Antlaşması " nı imzalayarak Bağımsız Türkiye Devleti 'ni dünyaya kabul ettirecektir.

13 Kasım 1918 'den beri İstanbul 'da bulunan Müttefikler , 2 Ekim 1923 'de Dolmabahçe Rıhtımı 'nda törenle Türk Bayrağı'nı selamlayarak " geldikleri gibi gittiler ... " Yıllardır beklenen Türk Ordusu 6 Ekim 'de Sarayburnu 'nda karaya çıktı. O gün, İstanbul ve Üsküdar , bir kez daha tarihi bir olaya ev sahipliği yapıyor ve asıl sahiplerini bağrına basıyordu...

M. Ö. 1000 'lerden beri bilinen ve oturulan Üsküdar ... Bizans'tan kalan yegane eser Kızkulesi ile ünlü Üsküdar... Osmanlı Devri 'nde bir oya gibi itina ile işlenen ve güzelleşen Üsküdar... Denize açılan ve hiç birinin , diğerinin
"görme hakkını" engellemediği Cumbalı Türk Evleri 'nin süslediği sokaklarıyla,koruları , köşkleri , çarşıları ve hamamlarıyla , camileriyle , kiliseleri ve sinogoguyla, " aynı duvarı " paylaşan kilise ve camisi ile HOŞGÖRÜNÜN en güzel örneğini Kuzguncuk ' tan veren Üsküdar veya Altın Şehir; bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti 'nin , İstanbul İli 'ne bağlı önemli bir ilçe olarak yaşamaya devam ediyor...

                                              İSTANBUL TARİHÇESİ
 
Yenikapı Theodosius Limanı kazılarıyla gün ışığına çıkan Neolitik çağ yerleşimiyle, 8500 yıl geriye uzanmış, bu süreçte kentin geçirdiği kültürel, sanatsal, jeolojik değişim ve kent arkeolojisi hakkında yeni bir dönem açılmıştır. Şüphesiz, İstanbul’un tarihi ile ilgili en göze çarpan özelliği, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç evrensel imparatorluğa başkentlik yapmış olmasıdır. M.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu çok genişlemiş; İstanbul, stratejik konumundan dolayı, İmparator Büyük Konstantin tarafından Roma’nın yerine yeni başkent olarak seçilmiştir. Kent 6 yılı aşkın bir sürede yeniden düzenlenmiş, surlar genişletilmiş, tapınaklar, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom inşa edilmiştir. 330 yılında yapılan büyük merasimlerle, kentin, Roma İmparatorluğu’nun başkenti olduğu resmen açıklanmıştır. Yakın çağın başladığı dönemde İkinci Roma ve Yeni Roma adları ile anılan kent, daha sonra "Byzantion" ve geç devirlerde Konstantinopolis olarak adlandırılmıştır. Halk arasında ise kentin adı tarih boyunca "Polis" olarak anıla gelmiştir. Büyük Konstantin'den sonraki imparatorların da şehri güzelleştirme çabalarının devam ettiği anlaşılmaktadır. Kentteki ilk kiliseler de Konstantin'den sonra inşa edilmiştir. Batı Roma İmparatorluğu’nun 5. yüzyılda çökmesi nedeniyle, İstanbul, uzun seneler Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) başkenti olmuştur. Bizans döneminde yeniden inşa edilen kent, surlarla tekrar genişletilmiştir. Günümüzdeki 6492 m. uzunluğundaki ihtişamlı şehir surları, İmparator Il. Theodosius tarafından yaptırılmıştır. 6. yüzyılda nüfusu yarım milyonu aşan kentte, İmparator Justinyen idaresinde bir altın çağ daha yaşanmıştır. Günümüze kadar ulaşan Ayasofya, bu dönemin bir eseridir. 726-842 yılları arasında kara bir devir olan Latin egemenliği, 4. Haçlı seferinin 1204 yılında şehri istilası ile başlamış, tüm kilise ve manastırlar ile abidelere kadar şehir yıllar boyu talan edilmiştir. 1261'de idaresi tekrar Bizanslıların eline geçen kent, eski zenginliğine tekrar kavuşamamıştır. İstanbul, 53 günlük bir kuşatma sonrası, 1453'te Türklerin eline geçmiştir. Fatih Sultan Mehmet'in savaş tarihinde ilk defa kullanılan iri boyutlardaki topları, İstanbul surlarının aşılmasının önemli bir sebebidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti buraya taşınmış, ülkenin çeşitli yerlerinden getirilen göçmenlerle şehir nüfusu arttırılmış, boş ve harap olan şehrin imar çalışmalarına başlanmıştır. Şehrin eski halkına din hürriyeti ve sosyal haklar tanınarak, yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmıştır. Fetihten yüzyıl sonra ise Türk Sanatı şehre damgasını vurmuş, kubbeler ve minareler şehir siluetine hakim olmuştur.

16. yüzyıldan itibaren Osmanlı Sultanlarının Halife olmalarından ötürü, İstanbul tüm İslam dünyasının da merkezi olmuştur. Sultanların idaresinde şehir tamamen imar edilmiş, büyüleyici bir atmosfere bürünmüştür. Eski akropolde kurulu Sultan Sarayı, Boğaziçi'nin ve Haliç'in eşsiz manzarasına hakim kılınmıştır. 19. yüzyıldan itibaren Batı dünyası ile sıklaşan temaslar sonrası, camiler ve saraylar, Avrupa mimarisi tarzında, Boğaziçi kıyılarına inşa edilmeye başlanmıştır. Kısa sürede inşa edilen birçok saray, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminin de sembolleridir. 20. yüzyılın başında, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun sona ermesine şahit olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken ve iç ve dış düşmanlar kendi payları için mücadele ederken; Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletinin desteğini alarak, silah arkadaşları ile birlikte, vatan toprağının kurtarılması için mücadeleye girişmiştir. Milletin iradesi ile kazanılan Kurtuluş Savaşı’nı müteakiben; Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.

Bu süreçte, başkentin Ankara'ya taşınması, İstanbul’un önemini değiştirmemiştir. Bu eşsiz şehir, büyüleyici görünümü ile dünya üzerindeki en önemli kültür-turizm-sanat-finans ve ticaret başkentlerinden biri olmayı sürdürmektedir.



Bu ilan RE-OS Emlak MLS Programı tarafından otomatik entegre edilmiştir.

13,000,000 TL

İlan Bilgileri
İlan Numarası: 16997929
İlan Oluşturma Tarihi: 11 Mart 2025
İlan Güncelleme Tarihi: 20 Mart 2025
Türü: Konut
Kategorisi: Satılık
Tipi: Daire
Net Metrekare: 203 m²
Brüt Metrekare: 250 m²
Oda Sayısı: 4+2
Binanın Yaşı: 11-15
Bulunduğu Kat: 3.Kat
Binanın Kat Sayısı: 3
Isıtma Tipi: Kombi Doğalgaz
Kullanım Durumu: Boş
Krediye Uygunluk: Krediye Uygun
Yatırıma Uygunluk:
Yapı Durumu: İkinci El
Yapı Tipi: Betonarme
Tapu Durumu: Kat İrtifakı
Site İçerisinde: Hayır
İpotek Durumu: Yok
Eşya Durumu: Boş
Aidat: 500 TL
Kira Getirisi: 60000 TL
Takas: Yok
Banyo Sayısı: 3
Banyo Metrekare: 6 m²
Balkon Durumu:
Balkon Sayısı:
Balkon Tipi:
Balkon Metrekare:
Salon Metrekare: 30 m²
WC Sayısı: 3
WC Metrekare:
Ada:
Pafta:
Parsel:
Fiyat Durumu: Genel Fiyat
Görüntülü Gezilebilir mi?:
Zemin Etüdü:
İlan Tarihi:
ENTA EMLAK
Lütfi Cihan
Whatsapp: 5332472671

Site İçinde Satılık Evler